14 Nisan 2017 Cuma

"Efkârı Figanım" [[Atatürk’ümüzün Başkanlık Sistemine verdiği cevaplardan biri]], Kemalist, Uzman Öğretmen: Mine BÜLBÜL

Efkârı Figanım
İçinde bulunduğumuz bu çalkantılı bulanık günlerde feryadım şu dur ki;
Atatürk’ümüzü doğru yorumlayabilmek ve yansıtabilmek bilerek ya da bilmeyerek bir hayli zor olmuş, kiminin işine gelmemiş, kimi kendini yormamış kimi kolayından çözmeyi seçmiş, kimilerinin de ruhu, algısı kişiliği yetmemiş. Öz metin ve şahsımın anladıklarını değişik şekilde yapmaya özen gösterdim.
İşte Atatürk’ümüzün Başkanlık Sistemine verdiği cevaplardan biri;
Arkadaşlarımız içinde Başvekillik yapacak zevat çoktur.
Türkiye Cumhuriyetinin yeni tazecik bir fidan gibi kök salmaya dallanıp budaklanmaya tam da gelişmeye serpilmeye başlayacağı yıllarda  (1929,30) çıkan ekonomik sıkıntı ve yönetim bunalımı dolayısıyla bir boşluk baş göstermiştir. Bu bunalımdan istifade etmek isteyen Türk Devriminin özel ve biricik sistemini, yapısını kavrayamayan halkı sürekli güdülmek zorunda olan devingen bir güruh olarak gören ve aslında mandacı zihniyet fırsatı değerlendirip olayları kendi istedikleri gibi kullanılacak zeminleri hazırlamak üzere hem TÜRK halkını hem de Ulu önderin mecburi İRADE koyuşunu bahane ederek Ulu Önderimiz M. K. ATATÜRK’e birçok yerde sıkıştırıcı manipülasyonlara açık, halkın kendini yönetme sistemini bozan kanunsuz iş ve işlemlere cevap çıkartacak, sorular sormayı ve de istedikleri gibi açıklayarak emellerini gerçekleştirecek her yolu düzenlemeyi ihmal etmemişlerdir.
Fakat bütün arkadaşlarım dâhil olmak üzere Milletin gönüllündeki eğilimin benim Başbakan, olmam yönündedir. Şu ve ya başka bir zorunluluk karşısında Cumhurbaşkanı olmama rağmen tam bir alçak gönüllülükle (kemali tevazu) ile baş tacı kabul ederek eksiksiz yüksünmeden gocunmadan tam yapmaya elverişliyim.
Bu takdirde benim riyaset-i cumhuru uhdemde bulundurmanın elbette imkân-ı manisi yoktur.
Bu durumda benim Cumhurbaşkanlığını da aynı zamanda gerçekleştirmemin bir engeli yoktur.
Benim alacağım bu yeni vaziyeti muhtelif tarz ve manalarda sui tefsir etmek Türk Milletinin efkârını teşviş edecek tarzda izahla kalkışmak hiç de makul ve mantıklı değildir.
Bu güne kadar yaptıklarım minnet duyan Milletin gönlünde sadece şahsıma uygun bulduğu, bu yeni duruma çeşitli anlamlar biçimler yükleyecek ve de Türk Milletinin acısını, yoksulluğunu, yoksunluğunu kendi isteklerine göre yapılandırıp, gereceğinden ayırarak biçimlendirerek yönlendirerek açıklamaya kalkışmak, acınacak kadar gerçeğe aykırı ve mantıklı değildir.
Amerikan sistemini memleketimize tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda reisi cumhurlukla başvekâleti birleştirmeyi hiç düşünmedim. Ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe malumdur zannederim.
Amerikan sistemini memleketimize uygulamayı hiç düşünmedim ve de sistemsiz ve kanunsuz olarak Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı da birleştirecek adam olmadığım, bütün millete de malumdur, zannediyorum.
Bu günkü şeriat içinde bir hükümetin millet ve memleket menfaati için takviyesi ile masruf herhangi sözümü bin türlü malayanilerle istismar etmeye kalkışmak isteyenler, çok bedbaht adamlardır. 
Bu günkü kurallar dâhilinde bir hükümetin millet ve memleket gelişimini desteklemek üzere yaptığım beyanları ve herhangi sözümü bin türlü anlama ve saptırmalarla amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkışmak isteyenler, bedavacı haksızlardır. Baş muhabire söylediğim sözler benim ağzımdan çıkmış ve gerek oldukça tekrar edeceğim sözlerdir.
            “Akşam gazetesi başmuharririne söylediğim sözler, benim ağzımdan çıkmış ve icabında daima tekrar olunacak sözlerdir.” (M. Kemal ATATÜRK)
Demeç ve sözler bugün anlaşılmak için biraz çaba istese de son derece açık ve kesin dille seslendirilen bu beyan umarım günümüze, özellikle yaşadığımız önemli yol ayrımına, ışık tutacaktır. Atatürk’ümüz Ulu önderimiz birçok konuda olduğu gibi yine önemli kurallar ve kaideler bırakmış yine bize düşen Devrim Kâmili vatandaşlar olmaktır. Sorumluluk yalnızca bizi yönetenlerin değil, ayrı ayrı her vatandaşın omuzlarındadır.